Recaizade Mahmut Ekrem

14 Kasım 2013 tarihinde tarafından eklendi.

RECAİZADE MAHMUT EKREM (1847 -1914)

İstanbul’da doğmuş, Takvimhane Nazırı olan babasından Arapça ve Farsça öğrenmiştir. Harbiye idadisindeki öğrenimini mizacının askerliğe uymaması ve sağlık sorunları yüzünden bitiremeyince Hariciye Nezareti Kalemine girmiş; memurluk hayatı  boyunca Devlet Şurası üyeliği, Galatasaray Sultanisi edebiyat öğretmenliği, Maarif Nazırlığı, Meclis-i Âyân üyeliği gibi görevlerde bulunmuştur. Ölümünde okullar tatil edilerek büyük bir törenle oğlu Nijad’ın yanına gömülmüştür. Tanzimat’ın ikinci kuşağının üstat sanatçısıdır. Namık Kemal’le tanıştıktan sonra edebiyat dünyasında tanınmaya başlamış, Namık Kemal’in Fransa’ya kaçması üzerine Tasvir-i Efkâr gazetesinin yönetimini üstlenmiştir. Şiir, roman, hikâye, tiyatro, eleştiri türlerinde verdiği eserlerin yanı sıra bir edebiyat kuramcısı (teorisyen) olarak da yeniliklere öncülük etmiş; edebiyatımızın Batılılaşmasında önemli rol oynamıştır. Eskiyi savunan Muallim Naci ile girdiği tartışmalar, Servetifünun edebiyatının doğmasına zemin hazırlamıştır.

“Nağme-i Seher”, “Yadigâr-ı Şebap”, “Zemzeme “, “Nejad Ekrem” adlı şiir kitaplarında kadın, aşk ve doğa temalarını ele almış; küçük bireysel duygulanmalar, hayal kırıklıkları, hayattan bıkkınlık, melankoli vb. duygulara ölüm temasıyla oğullarını kaybetmenin acısı da eklenmiş; aşırı bir duygusallık bütün şiirlerine egemen olmuştur. Edebiyatımızda ilk realist roman sayılan “Araba Sevdası” adlı eserinde Bihruz Bey adlı mirasyedi gencin hayatı etrafında yanlış Batılaşma temasını işlemiştir.

“Muhsin Bey” ve “Şemsa” adlı iki hikâyesi romantizm etkisinde yazılmış, teknik bakımdan zayıf eserlerdir.
“Afife Anjelik” (1870) edebiyatımızda ilk romantik dram kabul edilir. “Atala“, Fransız romantiklerinden Chateaubriand‘ın aynı adlı romanının tiyatroya uyarlanmış biçimidir. Üçüncü oyunu “Vuslat“ın Namık Kemal‘in “Zavallı Çocuk” adlı eseriyle olan benzerliği bir yana bırakılırsa sahne dili bakımından tiyatromuzda bir aşama olduğu söylenebilir. Ölümünden sonra yayımlanan “Çok Bilen Çok Yanılır” ise başarılı bir komedidir.

Eleştiri ve inceleme alanında yazdığı en önemli eseri “Talim-i Edebiyat” (Edebiyat Öğretimi) adlı edebi bilgiler kitabıdır. Mekteb-i Mülkiye’de (Siyasal Bilgiler Fakültesi) ders kitabı olarak okutulan bu eserde genel edebiyat bilgileri Batılı tarzdaki örneklerden seçilmiş ve Batılı bir estetik anlayışı geliştirilmiştir.

Zemzeme III Mukaddimesinde ( önsöz) yeni edebiyatın tartışılan sanatçısı Abdülhak Hamit‘i savunmuş, Takdir-i Elhan adlı risalede (kitapçık) ise yeni edebiyat taraftarı genç bir şairin Elhan adlı kitabını övgüyle eleştirmiştir. Bu kitapçık Muallim Naci’nin Demdeme başlıklı karşı eleştirilerini yazmasına yol açmıştır.

“Kudemadan Birkaç Şair” adlı eserinde Fuzuli, Baki, Nef’i, Nabi, Nedim gibi bazı eski şairlerin biyografilerini bir araya getirmiştir.

Eserleri
Şiir

  • Nağme-i Seher,
  • Yadigâr-ı Şebap,
  • Zemzeme l-ll-ll
  • Nejad Ekrem

Roman

  • Araba Sevdası (ilk realist roman)

Hikâye

  • Muhsin Bey,
  • Şemsa

Tiyatro

  • Afife Anjelik (ilk dram),
  • Vuslat (dram),
  • Çok Bilen Çok Yanılır (komedi),
  • Atala (dram)

Eleştiri

  • Talim-i Edebiyat,
  • Takdir-i Elhan,
  • Zemzeme III Mukaddimesi

Biyografi

  • Kudemadan Birkaç Şair

Etiketler:

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.