AYT Edebiyat Deneme Sınavı – Çözümlü

16 Ağustos 2016 tarihinde tarafından eklendi.

1. Kitapçı raflarına dizi dizi itiraf romanları, öyküleri çıktığına göre meyhanelerin işlevini yitirdiğini söyleyebiliriz. Şaka bir yana, edebiyat gitgide “özel hayat”ın döküm alanı hâline geliyor.
Yukarıda geçen “edebiyatın özel hayatın döküm alanı haline gelmesi” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yazarların, eserlerinde kişisel yaşamlarıyla ilgili ayrıntıları olduğu gibi yansıtmaları
B) Gerçek yaşamdan kaynaklanan anı, günlük, mektup gibi türlerin edebiyatta önem kazanması
C) Roman ve öykülerdeki kahramanların genellikle bunalımlı tiplerden seçilmeleri
D) Roman ya da öykü kişilerinin sürekli içsel yakınmaları yüzünden bıkkınlık vermeleri
E) Edebiyatta sadece edebiyat eserlerinde görülebilecek özel konuların ağırlık kazanması

 

2. Onun eleştiri üslubu, ince alayın öğelerini de taşır; küçük uyarılarına ya da yazarın kendi deyimiyle, şaplaklarına aldırmayanlara karşı — hemen.
Bu cümlede bağdaşıklığın sağlanması için boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) kaleminin ucunu sivriltir
B) anlatımını yalınlaştırır
C) hoşgörü şemsiyesini açar
D) gerçekleri dile getirir
E) yumuşak bir üslup kullanır

 

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “somutlaştırma”ya örnek olabilecek bir kullanım vardır?
A) Fransız şairi Mallarme, şiirin duygularla değil, sözcüklerle yazıldığını söyler.
B) Sabahattin Kudret Aksal, çevresini kuşatan canlı ve cansız varlıkları bir filozof gibi inceler.
C) Hilmi Yavuz’un her şiiri, belli bir temanın toprağında yeşerir, boy verir.
D) Cemal Süreya’nın şiirlerinde İkinci Yeni şiirine özgü nitelikler fazladır.
E) Selim İleri’nin “Ölünceye kadar Seninim” adlı yapıtı sayrılıklı bir coşumculuğun romanı.

 

4. (I) Her ne kadar Dünya Kupası’na katılmasak da haziran ayı boyunca hep futbol konuşacağız. (II) Bundan şikâyet etmekle birlikte futbolu küçümsediğimi filan sanmayın. (III) Evet, sanata, kültüre futboldan daha çok değer veriyorum. (IV) Ama futbolu da sevmiyor değilim. (V) Gel gelelim, fanatizm sebebiyle futboldan son yıllarda soğudum biraz.
Bu parçada numaralı cümlelerin hangisinde zaman kavramı vurgulanmıştır?
A) I.          B) II.          C) III.          D) IV.          E) V.

 

5. Önce şairdir Necati Cumalı, sonra oyun yazarı, öykücü, romancı, denemeci… Ama önce şair… Sözcük kalabalığı, duygu kalabalığı, göz boyamacılık, gösteriş, aldatmacılık, yapaylık olmayan dizelerin; pürüzsüz, ahenkli bir söyleyişle insanı büyüleyen dizelerin şairi…
Bu parçaya göre Necati Cumalı’nın şiirinde bulunduğu belirtilen özellikler arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Özgünlük          B) Özlülük          C) Yalınlık          D) Doğallık           E) Akıcılık

 

6. (I) Nahit Sırrı Örik’in anlattıklarının gerçeğin tam bir betimlemesi olduğunu öne süremeyiz belki. (II) Çünkü Örik her şeyden önce bir yazın adamı.
(III) Kitaplarında anlattığı dünyanın ne kadarının gerçek ne kadarının kurmaca olduğunu kesinlikle saptayamayız. (IV) Ancak hemen söylemek gerekir
ki, Nahit Sırrı Örik geçmişi idealize etmek eğilimine hiç kapılmamıştır. (V) Eski ve solgun resimler üzerinde bazen alaycı ve kışkırtıcı da olsa sakin, tatlı
tatlı anlatımıyla okuyucuya haz vermeyi başarmıştır.
Bu parçada numaralı cümlelerin hangisinde sözü edilen yazarın üslubuna değinilmiştir?
A) I.          B) II.          C) III.          D) IV.          E) V.

 

7. (I) Kemal Tahir bütün romanlarında olduğu gibi “Kelleci Mehmet”te de şiirden, romantizmden uzaktır. (II) Yine, işlediği konuyu takır takır, oldukça kuru bir üslupla ortaya koyar. (III) Buna karşılık, ele aldığı tipleri büyük romancılarda görülen bir ustalıkla didik didik inceler. (IV) Bu romanında da soyut kahramanlar yaratmamıştır. (V) Yaşayan veya bir zamanlar yaşamış kişileri, kendi hayat hikâyeleri içinde, nasıl yaşamışlarsa, nasıl yaşamaları gerekiyorsa öylece okuyucunun gözleri önüne sermiştir.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde “olumsuz bir eleştiri” yapılmıştır?
A) I.          B) II.          C) III.          D) IV.          E) V.

 

8. Beni çocuk yaşta yazının peşine düşüren ( ) günahı boynuna ( ) biraz da dilinden bal akan bu kitaptır ( )
Bu cümlede parantezle belirtilen yerlere getirilecek noktalama işaretleri aşağıdakilerin hangisinde sırasıyla verilmiştir?
A) (-) (-) (.)          B) (;) (,) (.)          C) (;) (;) (!)          D) (-) (-) (…)          E) (,) (,) (?)

 

9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı yoktur?
A) Onu öğrenmiş te bunu mu öğrenememiş?
B) Şunun söylediklerini anlıyan beri gelsin.
C) Siz, insanda sabır mı bırakıyorsunuz?
D) Plansız kentleşme doğayı mahfediyor.
E) İkidebir izne ayrılmayı düşünüyorsun.

 

10. Bu büyük şairimizin ne evi barkı vardı ne de bir servetin sahibiydi.
Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdakilerin hangisinden kaynaklanmaktadır?
A) İkinci cümlede nesne eksikliğinden
B) Yüklemlerdeki ek eylemlerin yanlış kullanılmasından
C) Yüklemlerin ad soylu sözcüklerle oluşturulmasından
D) İlk cümledeki öznenin ikinci cümlenin yüklemine bağlanamamasından
E) Birinci cümledeki tamlayan eksikliğinin doğurduğu belirsizlikten

 

11. Geçmişte çok ünlü ve güçlü isimlere verilen bu ödülü Türkiye’den bir sanatseverin alması gerçekten bizi gururlandırdı.
Bu cümleyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) “çok” sözcüğü sıfatın anlamına aşırılık katarak belirteç olmuştur.
B) “verilen” sözcüğü sıfat-fiil, “alması” sözcüğü isim fiildir.
C) “sanatseverin” sözcüğü tamlayan eki almış birleşik bir sözcüktür.
D) Yüklem oldurgan çatılı bir eylemdir.
E) Belgisiz zamir kullanılmıştır.

 

12. Hava keskin bir kömür kokusuyla dolar
Kapanırdı daha gün batmadan kapılar
Bu dizelerle ilgili olarak aşağıdakilerin hangisi yanlıştır?
A) Ünsüz sertleşmesine örnek vardır.
B) İki eylem de basit zamanlıdır.
C) Eylemlerden biri edilgen çatılıdır.
D) Zarf-fiil kullanılmıştır.
E) Eylemden türemiş ad soylu sözcükler vardır.

 

13. Aşağıdaki cümlelerin hangisi, öğelerine doğru ayrılmıştır?
A) Şiirleri en çok tartışılan yazarlardan biridir / Attila İlhan.
B) Genç şairin / duygulu, sıcak, içten bir söyleyişi / vardır.
C) Ünlü mizah yazarının çocukluk anıları / “Böyle Gelmiş Böyle Gitmez” adlı kitabında / yer / almaktadır.
D) Bu değerli yazarımızı / Hababam Sınıfı adlı romanının ünlendirdiğini / herkes / bilir.
E) Onun ilk şiiri / Yeni Edebiyat dergisinde / yayımlanan “Balıkçı Türküsü”dür.

 

14. (I) Piyasaya yeni bir kitap çıktı. (II) Hemen aldım, üç günde okuyup bitirdim. (III) Haklarında fazla bir şey bilinmeyen büyük elçiler dünyasında gezinmek isteyenler için keyifle okunabilecek bir kitap. (IV) Yazar yirmi beş yılı yurt dışında geçen görev yaşamının bütün ayrıntılarını okurlara anlatmış. (V) Mesleğin sorunlarını, iyi ve kötü yanlarını, içten ve akıcı bir anlatımla dile getirmiş.
Bu parçadaki cümlelerle ilgili aşağıdaki açıklamalardan hangisi doğru değildir?
A) I. cümle yapıca basit, kuruluşça kurallı bir cümledir.
B) II. cümle öznesi ortak sıralı cümledir.
C) III. cümle yüklemi bakımından ad cümlesidir.
D) IV. cümlede öğeler “özne – nesne – dolaylı tümleç – yüklem” dizilişindedir.
E) V. cümle yapısı bakımından girişik birleşik cümledir.

 

15. “Gençler okumuyor.” deyip duyuyoruz ama gerçekte öyle midir? Bunu bilmek zor. Ayrıca, şimdiki gençler az okusalar bile, belki İnternetle bilgisayarla, televizyonla o açığı bir ölçüde telafi ediyorlardır. 1950’li yıllarda Mersin’in nüfusu 50 – 60 bin kadardı. Anımsadığım kadarıyla tek bir kitapçısı vardı. Arada bir uğrar, yeni bir kitap çıktı mı diye bakardım. O kadar az yeni kitap çıkardı ki ne yeniyse hemen görebilirdiniz. Şimdi kentlerimizin çoğunda kitapçılar büyük ve kapsamlı. Hepsinde yüzlerce genç merakla kitapları karıştırıp duruyor. Hemen her gün yeni kitaplar çıkıyor.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Tartışmacı anlatımı kullanma
B) Karşılaştırma yapma
C) Gözlemlerden yararlanma
D) Abartmaya başvurma
E) Sayısal verilere yer verme

 

16. Şiir depremdir, şiir ayaklanmadır, şiir başkaldırıdır. Şiir şimşektir, yıldırımdır, gök gürültüsüdür. Şiiri yani yıldırımı hiçbir siper-i saika durduramaz. Şiir korkunçtur, güzeldir. Hiçbir kapı, hiçbir duvar onun önünde duramaz. Şiir ezer, yürür geçer. Şiir her şeyden, herkesten daha güçlü, daha yıldırıcıdır. Şiir sınır tanımaz. Ne kral tanır ne imparator. Şiirin yürüdüğü yolun bitimi yoktur. Şiir sonsuzluğa gider, sonsuzluktan gelir. Şiir bütün dillerden bambaşka bir dille konuşur.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerin hangisi söylenemez?
A) Örnekleme yapılmıştır.
B) Tanımlamalara başvurulmuştur.
C) Mecazlı söyleyişten ve abartmadan yararlanılmıştır.
D) Somutlaştırmalara yer verilmiştir.
E) Farklı türde cümleler vardır.

 

17. Bir gün radyonun düğmesini kimse çevirmedi. Örtüsü açılmadı. Kuşluk vakti türküler çınlatmadı evleri. Köşeye masanın üstüne daha büyük, “cam göz” bir nesne getirip koymuşlardı. Düğmeye basılıyor ve herkes ona bakıyordu. Adam bir yumrukla üç kişiyi deviriyordu. Kadınlar bazen “tövbe tövbe” çekiyor, başörtüleriyle gözlerini kapatıyorlardı. Onun örtüsü daha büyüktü. Üstelik kapı önlerine çıkarılmıyordu, sesi kuşlukları doldurmuyordu.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisi yoktur?
A) Öyküleyici anlatımdan yararlanma
B) Karşılaştırmaya başvurma
C) Kişileştirmeye başvurma
D) Görsel ve işitsel ayrıntılardan yararlanma
E) Betimleme öğelerine yer verme

 

18. Bu güz günlerinin, başka hiçbir zaman görülmemiş soluk beyaz bir aydınlığı, mevsimin kalbinden çıkan ince, kederli bir sesi var. Pencereden, bir güz resmine bakar gibi, yapraklan sarıya çalmış akasyalara, uzakta salınan servilere, daha ötedeki puslu denizlere ve ufuk çizgisinde, sisler içinde hayal meyal yükselen dağlara bakıyorum. Güz ikindisinin uçucu aydınlığı, bir masal büyüsü gibi kuşatıyor etrafı. Günün yavaşça, yavaşça, yavaşça süzülüp gidişi… Bir eylül musikisiyle akşama doğru… Öyle diyordu Yahya Kemal, “Biten yazla başlar keder musikisi”. Hüzünlü bir ıslık sesi gibi, usulca geçip gidiyor günler.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Tartışmacı bir havası vardır.
B) Benzetmelerden yararlanılmıştır.
C) Alıntıya yer verilmiştir.
D) İnsandan doğaya aktarma yapılmıştır.
E) Betimleyici öğeler kullanılmıştır.

 

19. Ülkemizde nitelikli eleştirmen yetişmemesinin nedeni, gerçek bir fikir ve sanat ortamının olmamasıdır. Aydın okuyucu sayısı arttığı zaman, özlediğimiz eleştirmenlere kavuşacağımız şüphesizdir. En çok okunan romanlarımızın baskı sayısı birkaç bini geçmiyor. Bir romanın hiç olmazsa birkaç yüz bin basıldığı gün, bizde de eleştirinin bir meslek olması beklenebilir.
Bu paragrafın ana düşüncesi, aşağıdakilerin hangisidir?
A) İyi eleştirmenlerin yetişmesi, nitelikli okur sayısının çokluğuna bağlıdır.
B) Ülkemizde nitelikli eleştirmenlerin azlığı yüzünden romana ilgi azdır.
C) Azgelişmiş ülkelerde roman türünün gelişmesi mümkün değildir.
D) Roman okumayanların çoğunlukta olduğu bir toplumda eleştirmenleri kimse sevmez.
E) Gerçek eleştirmen, ele aldığı yapıta nesnel bir açıdan yaklaşır.

 

20. (I) Yazar ve okuyucu arasındaki ilişkiyi bir dostluk ilişkisi olarak görmekten yanayım ben. (II) Ama, bir zorluk gibi görünen bu sorumluluk bilinci pek çok kolaylığı da beraberinde getirecektir. (III) Buna göre, yazar okuyucunun, okuyucu da yazarın dostu ve arkadaşıdır. (IV) Bir şiir, bir hikâye, bir makale, yazardan okuyucuya gönderilmiş bir mektuptur. (V) Gazeteler, dergiler, kitaplar; sesimizi, sevincimizi, üzüntümüzü birbirimize duyurduğumuz araçlardır.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangisi, paragraftaki dil ve düşünce akışını bozmaktadır?
A) I.          B) II.          C) III.          D) IV.          E) V.

 

21. Aşk gibi, yazıya başlamanın da bir mantığı, zamanı ve sırası yoktur. Aniden, bir iç titremesiyle, bir anlık hevesle, yoğun bir duygu akışıyla “Yazmalıyım.” dersiniz ve böylece ilk oku atmış olursunuz. Ondan sonra koyulaşır bu heves; kendi yolunu, yatağını bulur.” Önce okuyayım, kültür sahibi olayım, kendimi iyice geliştireyim, ondan sonra yazmaya başlarım.” diyen nice yazı heveslisi olmuştur. —
Düşüncenin akışına göre, bu parçanın sonuna, aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Onların pek çoğu, daha kalemi eline almadan göçmüştür dünyadan.
B) Böylelikle geç de olsa yazı perisinin gönlünü etmeyi başarır.
C) Açıkçası, yazının bir zanaat öğrenmekten farkı yoktur.
D) İnsanı çocuk yaşta yazının peşine düşüren, dilinden bal akan kitaplardır.
E) İnsanı bunca güzellik içinde dolaştıran, kendini bunca güçlü hissettiren başka ne vardır.

 

22. Gündüzler size kalsın verin karanlıkları
Örtün üstüme, örtün, serin karanlıkları
Bu dizelerde “karanlıklar” bir örtüye benzetilmiş ve benzeyen söylenirken kendisine benzetilen söylenmemiştir.
Bu söz sanatı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Mecazımürsel
B) Hüsnütalil
C) Açık istiare
D) Kapalı istiare
E) Tecahülüarif

 

23. Aşağıdaki dizelerin hangisinde yarım kafiye kullanılmıştır?
A) Hayal hayal oldu karşımda dağlar
Eşinden ayrılan ah çeker ağlar
B) Üç güzel de aştı şimdi pınarı
Taramış zülfünü vermiş tımarı
C) Karac’oğlan der ki derdim pek beter
Bahçede bülbüller şakıyıp öter
D) Kadir Mevla’m ateş atma özüme
Dünya malı görünmüyor gözüme
E) Gene bülbül bilir gülün hâlinden
Yeter deli oldum yârin elinden

 

24. Aşağıdaki dizelerin hangisinde imgesel bir söyleyişten söz edilemez?
A) Memleketim, kınından sıyrılıp
Işıldamak için sabırsızlanan bıçak
B) Dünya değirmeninde kavrulmuş bir türküyüm
Yarı açık perdeler yüzüme iner bir gün
C) İşte yaralı insanların fotoğrafları
İşte yangından çıkarılan çocuk cesetleri
D) Gece vakti kapıyı çalıp gelen kim
Yitirdiğim bir mutluluk mu
E) Behey! Kaburgalarında ateş yürek yerine
İdare lambası yanan adam!

 

25. — yazma, birtakım ön çalışmalar yapmayı gerektirir. İlkin, söz konusu kişiyle ilgili kaynaklar, belgeler saptanır ve bunlardan geniş ölçüde yararlanılır. Bu bakımından belgesel boyutludur bu türdeki yapıtlar. Kişinin mektuplarından, günlüklerinden, anılarından yararlanıldığı gibi, o kişiyi tanıyanlardan, eş ve dostlarından da yararlanma yoluna gidilir.
Bu parçadaki boşluğa aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Otobiyografi          B) Röportaj         C) Gezi          D) Biyografi          E) Eleştiri

 

26. Davul zurnada ferdî şahsiyetin yerine millî şahsiyetin sesi vardır. Onu dinlerken “İşte Türk’ün sesi!” deriz. En uzaktan en yakına kadar bu seste biz varız. Çocukluk bayramlarımı düşünüyorum: Bütün bir mahallenin bahtiyar kalbi, bekçinin davulunda çarpardı. Yıllar var ki bu sesi, kendi sesimi, artık işitmez oldum. Büyük meydanlarda bayram günleri, hoparlörün teneke ağzı bize kantolar söylüyor. Tokmağı kafamıza vurmamak için davula vurmalıyız.
Bu paragrafla ilgili aşağıdaki yargıların hangisi yanlıştır?
A) Ana motif “çocukluk” kavramıdır.
B) Fıkra türüne özgü özellikler ağır basmaktadır.
C) Cumhuriyet Dönemi zihniyetini yansıtan ayrıntılar vardır.
D) Son cümlede dilin, alıcıyı harekete geçirme işlevi görülmektedir.
E) Davul zurnanın, millî kültürün simgelerinden biri olduğu düşüncesi vurgulanmıştır.

 

27. Boccaio’nun Decameron’u —, J.J. Rousseau’nun İtiraflar’ı —, Alexandre Dumas’nın Üç Silahşorlar’ı —, Corneille’in Horace’ı ise —- türünde eserlerdir.
Bu parçadaki boşluklara sırasıyla aşağıdakilerden hangisinde verilenler getirilmelidir?
A) şiir – roman – hikâye – komedi
B) hikâye – otobiyografi – gezi – dram
C) hikâye – anı – roman – tragedya
D) roman – tragedya – hikâye – anı
E) destan – roman – hikâye – mektup

 

28. Aşağıdakilerin hangisi İslamiyet öncesi Türk edebiyatı ile âşık edebiyatının ortak özelliklerinden değildir?
A) Nazım biriminin dörtlük olması
B) Hece ölçüsünün kullanılması
C) Yarım uyak ve rediften yararlanılması
D) Şiirlerin bir çalgı eşliğinde söylenmesi
E) Koşma, semai, varsağı gibi nazım biçimlerinin kullanılması

 

29. Aşağıdaki eserlerden hangisi Batı Türkçesi ürünlerinden biri değildir?
A) Garipname
B) Muhakemetü’l-Lugateyn
C) Aşk-ı Memnu
D) Kitab-ı Dede Korkut
E) Vatan yahut Silistre

 

30. O yârin açılmış gülü göncedir
Boyu fidan beli gayet incedir
Mutabık fakirce hemen bencedir
İpek poşulumun, güneş başlımın
Bu dörtlük için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Güzelleme örneğidir.
B) Koşma biçiminde yazılmıştır.
C) Redif vardır
D) Yarım uyak kullanılmıştır.
E) Teşbih sanatına örnekler vardır.

 

31. Bakkal mısın teraziyi n’eylersin
İşin gücün yoktur gönül eylersin
Kulun günahını tartıp n’eylersin
Geçiver suçundan bundan sana ne
Bu dörtlük için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Koşma türlerinden taşlamadır.
B) Tekke edebiyatı şiir türlerinden nutuktur.
C) Tekke edebiyatı şiir türlerinden sathiyedir.
D) Koşma türlerinden koçaklamadın
E) Anonim halk edebiyatı nazım biçimlerinden türküdür.

 

32. Tekke edebiyatında nesir türlerinin başlıcaları menakıpname (I) , velâyetname (II) , fütüvvetname (III) ,sefaretname (IV) ve vûcutname (V) adlarını taşır.
Yukarıdaki altı çizili sözlerin hangisinde bilgi yanlışı yapılmıştır?
A) I.          B) II.          C) III.          D) IV.          E) V.

 

33. Aşağıdakilerden hangisi tekke edebiyatının özelliklerinden biri değildir?
A) Hecenin yanı sıra aruz ölçüsünün de kullanılması
B) Nutuk, sathiye, devriye gibi nazım türlerine yer verilmesi
C) Kimi şiirlerin bestelenerek ney, kudüm, rebap gibi sazlar eşliğinde söylenmesi
D) Didaktik nitelikte şiirler çoğunlukta olmakla birlikte lirik şiirlerin de olması
E) Tasavvufla ilgili konuların yanı sıra devlet yönetimi, toplumsal eleştiri, kahramanlık gibi konulara da yer verilmesi

 

34.—, divan şiirinin en büyüklerindendir. Düşünce ve esin kaynaklarının başında Mevlana gelir. Tasavvuf düşüncesini şiirleştirmiş; Allah aşkını dile getirmiştir.— adlı tasavvufi mesnevisi, ilahî aşk yolunda kişilerin katlanması gereken zorlukları işleyen alegorik bir eserdir. Bu eser aynı zamanda Sebk-i Hindi akımının en başarılı örneğidir. Gazelleriyle de başarılı olan şairin diğer önemli yapıtı Divan’ıdır.
Bu parçadaki boşluklara aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Yunus Emre – Risaletü’n Nushiyye
B) Şeyh Galip – Hüsn ü Aşk
C) Nef’i – Siham-ı Kaza
D) Nabi – Hayrabad
E) Gülşehri – Mantık’ut-Tayr

 

35. Aşağıdakilerin hangisinde bir bilgi yanlışı vardır?
A) “Düsturu’l-Amel”, 17. yüzyılda Kâtip Çelebi’nin bazı din ve ahlak sorunlarına çözüm aradığı kitabıdır.
B) Yirmisekiz Mehmet Çelebi 18.yüzyılda elçi olarak gittiği Fransa’daki izlenimlerini anlattığı”Kitab-ı Bahriye” adlı eseriyle tanınmıştır.
C) “15. yüzyılda Sinan Paşa’nın yazdığı “Tazarruname” süslü nesrin ilk örneğidir.
D) “Miratü’l-Memalik” 16.yüzyılda Şeydi Ali Reis’in yazdığı gezi-anı kitabıdır.
E) Peçevi Tarihi ve Naima Tarihi 17. yüzyılın önemli tarih kitaplarıdır.

 

36. Aşağıdakilerden hangisi Baki ile Fuzuli’nin ortak bir özelliğidir?
A) Mesnevi tarzında eserlerinin olması
B) Eserlerini Azeri Türkçesiyle yazmaları
C) Aynı yüzyılı temsil eden şairler olmaları
D) Mektup türünün en tanınmış örneklerini vermeleri
E) “Sultanü’ş Şuara” unvanıyla anılmaları

 

37. Tanzimat Dönemi sanatçısıdır. Şiir, hikâye, roman, piyes ve eleştiri türlerinde eserler verdi. Şiirlerinde divan edebiyatı nazım biçimlerini kullandı; bu klasik biçimler üzerinde bazı değişiklikler yaptı. Bir ara hece veznini denedi. “Sanat sanat içindir.” prensibine bağlı kalarak tabiat, sevgi, ölüm temalarını işledi. Yazdığı tek roman, realist akımının bizdeki ilk örneği kabul edildi. Edebiyatımızın yenileşmesi doğrultusunda genç sanatçılara yol gösterdi.
Bu parçada hakkında bilgi verilen sanatçı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Abdülhak Hamit Tarhan
B) Recaizade Mahmut Ekrem
C) Sami Paşazade Sezai
D) Ahmet Mithat Efendi
E) Muallim Naci

 

38. I. Modern edebiyatın öncülerinden sayılan Abdülhak Hamit Tarhan Tanzimat’ın ikinci dönem sanatçılarındandır.
II. Kamus-i Türkî, Türk dilinin gelişmesine ve sadeleşmesine katkısı olan Şemsettin Sami’nin eseridir.
III. Servetifünun Dönemi şairlerinden olan Cenap Sahabettin Rübab-ı Şikeste adlı eseriyle ünlenmiştir.
IV. Millî Edebiyat Dönemi sanatçılarından olan Ahmet Cevdet Paşa, tarihî romanlarıyla tanınır.
V. Yurt sevgisi, hürriyet, eşitlik ve millet fikirlerini işleyen Namık Kemal’in “Cezmi” ve “İntibah” adlı iki romanı vardır.
Yukarıda verilen bilgilerden hangi ikisi yanlıştır?
A) I. ve II.          B) I. ve III.          C) III. ve IV.          D) IV. ve V.          E) II. ve V.

 

39. Roman, hikâye, mensur şiir, eleştiri gibi türlerde 30’u aşan eseri olan —, en değerli ve tanınmış eserini — ile vermiştir. Okunurluk özelliğini hâlâ yitirmemiş olan bu roman, Türk edebiyatında — roman türünün ilk başarılı örneğidir. Yazar, Suat-Süreyya- Necip üçgeninde gelişen aşkı ele almış ve olaydan, dış dünya betimlemelerinden çok, kahramanlarının ruh durumlarını anlatmaya çalışmıştır.
Bu parçada parantezlerle belirtilen boşluklara aşağıdakilerin hangileri sırasıyla getirilmelidir?
A) Mehmet Rauf – Eylül – psikolojik
B) Ahmet Mithat Efendi – Esrar-ı Cinayet – polisiye
C) Namık Kemal – Cezmi – tarihi
D) R. Mahmut Ekrem – Araba Sevdası – realist
E) Oğuz Atay – Tutunamayanlar – postmodern

 

40. Sultan Abdülhamit Han yönetimine muhalif olan Batıcılar, muhalefetlerinde uzun süre başarı sağlayamayınca bu durum onları toplumdan kaçış düşüncelerine sürükledi. Bir ara hepsi birlikte Yeni Zelanda’ya gitmeyi, daha sonra Manisa’nın bir köyünde çiftliğe yerleşmeyi düşündüler. Ama bu ütopya ve birlikte yaşama özlemi bir türlü gerçekleşmedi. — arasında görüş ayrılıkları başlamıştı. Bazıları dergiden ayrıldılar. Bir süre sonra — de derginin sahibi ile anlaşamayarak yazı işleri yönetmenliğini bıraktı.
Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Tanzimatçılar – Namık Kemal
B) Tanzimatçılar – Ahmet Mithat Efendi
C) Servetifünuncular – Tevfik Fikret
D) Fecriaticiler – Ahmet Haşim
E) Yenilikçiler – Recaizade Mahmut Ekrem

 

41. Aşağıdaki yazar eser eşleştirmelerinden hangisi yanlıştır?
A) Fuat Köprülü – Piyale
B) Cenap Sahabettin – Evrak-ı Eyyam
C) Halit Ziya Uşaklıgil – Kırık Hayatlar
D) Yakup Kadri Karaosmanoğlu – Zoraki Diplomat
E) Ziya Gökalp – Malta Mektupları

 

s42

 

43. I. Yahya Kemal Beyatlı
II. Mehmet Akif Ersoy
III. Tevfik Fikret
Aşağıdakilerden hangisi bu sanatçıların ortak özelliğidir?
A) Millî Edebiyat akımından etkilenmeleri
B) Hece ölçüsüyle de şiirler yazmaları
C) Şiirlerinde halkın anlayabileceği bir Türkçe kullanmaları
D) Aruzu Türkçeye başarılı biçimde uyarlamaları
E) Batı kültürü karşısında eleştirel ve seçici bir tutum içinde olmaları

 

44. Sen anlayan bir gözle süzersin uzun uzun
Yabancı bir şehirde bir kadın heykelini,
Biz duyarız en büyük zevkini ruhumuzun
Görünce bir köylünün kıvrılmayan belini…

Başka sanat bilmeyiz karşımızda dururken
Yazılmamış bir destan gibi Anadolu’muz
Arkadaş, biz bu yolda türküler tuttururken
Sana uğurlar olsun… Ayrılıyor yolumuz
Faruk Nafiz Çamlıbel
Verilen dizelerle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Çapraz uyak örgüsü kullanılmış, tam ve zengin uyaklara yer verilmiştir.
B) Şairin “sen” diye hitap ettiği, Fecriati zihniyetini sürdüren sanatçıdır.
C) Memleket edebiyatı anlayışı dile getirilmiştir.
D) İlk dörtlükte karşılaştırma yapılmıştır.
E) Nazım biçimi halk şiirinden alınmıştır.

 

45. Türk edebiyatında Ahmet Mithat Efendi’nin Felâtun Bey’le Rakım Efendi (I) , Recaizade Mahmut Ekrem’in Araba Sevdası (II) , Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın Sözde Kızlar (III) , Peyami Safa’nın Şıpsevdi (IV) , Reşat Nuri Güntekin’in Yaprak Dökümü (V) adlı yapıtları yanlış Batılılaşma temasını işleyen romanlara örnek gösterilebilir.
Yukarıdaki cümlede numaralanmış yapıtlardan hangileri birbiriyle yer değiştirirse bilgi yanlışı giderilmiş olur?
A) I. ile II.          B) I. ile V.          C) II. ile III.          D) III. ile IV.          E) IV. ile V.

 

46. Aşağıdakilerden hangisi Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı’nın özelliklerinden biri değildir?
A) Anadolu coğrafyası ve insanının ele alınması
B) Milleti oluşturan değerlerin farklı yönleriyle işlenmesi
C) Gerçekçiliğin yanı sıra sezgicilik, varoluşçuluk ve gerçeküstücülük gibi akımların etkili olması
D) Bireyin anlatılmasında psikoloji bilimindeki gelişmelerden yararlanılması
E) Halk ve divan edebiyatından yararlanma düşüncesinden tamamen uzaklaşılması

 

47. 20. yüzyılın başında Fransız şairleri Paul Valery, Stephan Mallerme, Paul Verlaine’in ortaya attığı — kuramı kısa bir süre sonra özellikle — ve Ahmet Haşim’in denemeleriyle bizim edebiyatımızı da etkilemiştir. Bu şairlerin yolundan giden — ve Ahmet Muhip Dıranas, Cahit Sıtkı Tarancı gibi şairler, şiirlerini ideolojilerden ve moda fikirlerden uzak tutmaya çalışmışlardır.
Parçada boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi gerekir?
A) saf şiir- Nâzım Hikmet – Ercüment Behzat Lav
B) saf şiir – Yahya Kemal Beyatlı – Ahmet Hamdi Tanpınar
C) millî şiir – Ziya Gökalp – Faruk Nafiz Çamlıbel
D) sembolist şiir – Cenap Sahabettin – Arif Nihat Asya
E) sembolist şiir – Tahsin Nahit – Kemalettin Kamu

 

48. Gün ikindi akşam olur
Gör ki başa neler gelir
Veysel gider adı kalır
Dostlar beni hatırlasın
Bu dizeler, “Cumhuriyet Dönemi Halk Şiiri”ne ilişkin aşağıda verilen özelliklerden hangisine örnek oluşturmaz?
A) Geleneksel temaların yanı sıra Cumhuriyet zihniyetini yansıtan konuların da işlendiği
B) Yapısal yeniliklere gidilmeden geleneksel biçimlerin sürdürüldüğü
C) Konuşma dilinden uzaklaşılmadığı ve yalın bir anlatım kullanıldığı
D) Hece ölçüsünün kullanılmasına devam edildiği
E) Ahenk oluşturmada yarım uyak ve rediften yararlanma geleneğinin sürdürüldüğü

 

49. —,Türkçede okuduğum en güzel aşk romanı. Üstelik sadece tek aşkın, bir erkeğin bir kadına olan aşkının romanı da değil, iç içe iki aşkın romanı, birbirini besleyen, geliştiren iki aşkın: Mümtaz, Nuran’a olduğu kadar, İstanbul’a da âşıktır. — bu romanında İstanbul’u sadece bir güzel şehir, roman kişilerinin içinde yaşadığı bir çevre olarak anlatmaz; İstanbul, başlı başına bir roman kişisidir, bir sevgilidir.
Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi gerekir?
A) Aziz İstanbul – Yahya Kemal Beyatlı
B) Huzur – Ahmet Hamdi Tanpınar
C) Üç İstanbul – Mithat Cemal Kuntay
D) Mesihpaşa İmamı – Samiha Ayverdi
E) Akşam Güneşi – Reşat Nuri Güntekin

 

50. Benim de mi düşüncelerim olacaktı,
Ben de mi böyle uykusuz kalacaktım.
Sessiz, sedasız mı olacaktım böyle?
Çok sevdiğim salatayı bile
Aramaz mı olacaktım?
Ben böyle mi olacaktım?
İçerik ve biçim özellikleri göz önünde bulundurulduğunda, bu şiirin aşağıdaki şairlerden hangisi tarafından yazıldığı söylenebilir?
A) Hilmi Yavuz
B) Ece Ayhan
Ç) Orhan Veli Kanık
D) Ahmet Muhip Dıranas
E) Ataol Behramoğlu

 

51. İstedim ki
Beyaz
İpek gibi yağan karın altında
Bitsin artık
Bu sürüp giden alçaklıklar.
Bir bebek
Ölüm tehdidi altında yaşamasın
Beşiğinde.

Dünya daha güzel olacak
İnanıyorum buna.
Bir insan kalbinin güzelliğine
Çocukluğuna
Sonsuz cesaretine, olanaklılığına
İnandığım kadar.
Bu dizeler, “İkinci Yeni Sonrası Toplumcu Şiiri”ne ilişkin aşağıda verilen özelliklerden hangisine örnek oluşturmaz?
A) Geleceğe inanç, ümit, direnme duyguları etrafında oluşan temaları dile getirme
B) Söylev ve slogan üslubundan yararlanarak şiirsel mesajı daha etkili kılma
C) Anlatımda açıklığa önem vererek İkinci Yeni şirininin aşırılıklarından kaçınma
D) işçi ve köylü sınıfının, emekçilerin sözcülüğünü yaparak toplumsal dönüşüme katkıda bulunma
E) Sosyal ve politik sorunlar karşısında bireyin eleştirel duruşunu yansıtma

 

52. Cahit Sıtkı Tarancı ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
A) Şiirlerinde yaşama sevinci, ölüm korkusu, çocukluğa özlem, aşk, yalnızlık, karamsarlık temaları ağır basar.
B) Şiirlerinde genellikle hece ölçüsünü kullanmış; uyak ve rediflerden yararlanmıştır.
C) Sanat için sanat anlayışına bağlı kaldığı halde geniş bir okur kesiminin beğenisini kazanmıştır.
D) Hikâye denemeleri de bulunan şairin, arkadaşı Ziya Osman Saba’ya yazdığı mektuplar, Ziya’ya Mektuplar adı altında yayımlanmıştır.
E) Parnasizm akımından etkilenerek şiirde doğa betimlemelerine yer vermiş, egzotik bir duyarlığı dile getirmiştir.

 

53. Aşağıdakilerin hangisinde bilgi yanlışı vardır?
A) Necati Cumalı, sürekli umudu besleyen insanlık çizgisi ekseninde, Garip ve 1940 kuşağı etkilerini yalın ve aydınlık bir duyarlık potasında eriterek kendine özgü lirik şiirler yazmıştır.
B) Arif Nihat Asya, Birinci Yeni etkisindeki ilk şiirlerinden sonra, 1954’ten itibaren İkinci Yeni ilkeleri doğrultusunda bir şiire yönelir ve varoluşçuluktan etkilenir.
C) İlk şiirlerini açık bir anlatımla yazan Behçet Necatigil, daha sonra anlamca kapalı şiirler kaleme almış; şiirlerinde en çok ev, aile, çocukluk, gençlik, ihtiyarlık, aşk, ölüm, yalnızlık, temalarına yer vermiştir.
D) Rıfat Ilgaz,1940’tan itibaren toplumsal gerçekçilik tarzını benimseyerek yoksul insanların acılarını ve sevinçlerini konu edinen mizah, yergi ve eleştirel öğelerle yüklü şiirler yazmış; mizahî hikâye ve romanlarıyla da tanınmıştır.
E) Bedri Rahmi Eyüboğlu, halk şiiri ve dilinin derin etkilerini taşıyan şiirlerinde resim sanatının imkanlarından yararlanmış; aşk, yaşama sevinci ve tabiat gibi temaları işlemiştir.

 

54. I. Bereketli Topraklar Üzerinde
II. Evet İsyan
III. Demirciler Çarşısı Cinayeti
IV. Ya Devlet Başa Ya Kuzgun Leşe
V. Mavi ve Kara
Yukarıda verilenlerden hangileri aynı yazınsal türe ait yapıtlardır?
A) I. ve III.          B) II. ve IV.          C) III. ve V.          D) I. ve II.          E) IV. ve V.

 

55. Aşağıdakilerin hangisinde bir bilgi yanlışı vardır?
A) Düşsel romanlarıyla ünlenen Buket Uzuner, Balık İzlerinin Sesi’yle seçkinler ütopya zincirine bir yeni halka ekler.
B) Yapıtlarını Halikarnas Balıkçısı adıyla yazan Cevat Şakir Kabaağaçlı, Uluç Reis ve Turgut Reis romanlarında ünlü Türk denizcilerinin hayatını anlatır.
C) Hikaye, roman, deneme, gezi, fıkra, günlük ve anı türlerinde birçok yapıta imza atan Oktay Akbal, en çok komedi türündeki oyunlarıyla tanınmıştır.
D) Kadın sorunlarını insancıl bir bakışla gündeme taşıyarak kadının toplumdaki yerini belirlemeye çalışan Nezihe Meriç, Korsan Çıkmazı ve Boşlukta Mavi romanlarıyla da bilinir.
E) Akademisyen yazarlardan İskender Pala, Babil’de Ölüm İstanbul’da Aşk adlı yapıtında yarı bilim kurgu, yarı mesnevi, yarı postmodern bir romanla çıkar okurun karşısına.

 

56. 20. yüzyılın ünlü romancılarına örnek olarak İngiliz edebiyatından George Orwell’ı, Alman edebiyatından Thomas Mann’ı, Fransız edebiyatından Andre Gide’i, Amerikan edebiyatından John Steinbeck’i verebiliriz.
Aşağıdaki eserlerden hangisi parçada adı geçen yazarlardan herhangi birine ait değildir?
A) Gazap Üzümleri
B) Buddenbrook Ailesi
C) İhtiyar Adam ve Deniz
D) Dünya Nimetleri
E) Hayvan Çiftliği

>>>>> Çözümü için TIKLAYIN

test7

Etiketler:

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.